Karaçay Köyü / ESKİŞEHİR |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Basında Köyümüz Haberleri |
|
|
Hızlı Tren köylüleri susuz bıraktı
Eskişehir'de, hızlı tren için yapılan ray çalışmaları sırasında su şebekesinin parçalanmasından dolayı 3 aydır susuz yaşayan köylüler eylem yaptı. Köy halkı, traktörlerle 5 kilometre yol giderek su ihtiyaçlarını gideriyor.
40 hanede 160 kişinin yaşadığı Merkez Karaçay Köyü'nün yakınlarından geçen tren raylarında, Hızlı Tren Projesi çerçevesinde 3 ay önce çalışma başlatıldı. Müteahhit firmanın yaptığı ray dolgu hafriyat çalışmaları sırasında dağdan köye su ulaştıran asırlık şebeke kepçeler tarafından parçalandı. Köylüler müteahhit firmaya yaptıkları başvurular sonuçsuz kalınca, çareyi eylem yapmakta buldu. Köyün akmayan çeşmesinin başında toplanan kadın, erkek ve çocuklar, köylerini susuz bırakanlara boş su kaplarıyla tepki gösterdi.
Köyün muhtarı Çetin Ayeken, kendilerinin hızlı trene karşı olmadıklarını belirterek, "Ancak, bizim köyümüzün suyu 3 ay önce çalışmalar sırasında boruların parçalanmasıyla kesildi. Hepimiz mağdur edildik. Su ihtiyacımızı 5 kilometre mesafedeki dağdan bidonlarla karşılamaya çalışıyoruz. Kendimiz gibi hayvanlarımızda susuz kaldı" dedi.
Boş su bidonlarını gösteren köylü kadınları ise, "İnsanları susuz bırakmaya kimsenin hakkı yok. Çamaşırlarımızı, bulaşıklarımızı yıkamakta güçlük çekiyoruz. Yetkililerden bir an önce köyümüzün suyunu bağlamalarını istiyoruz" diye konuştu.
Traktörlerle köye 5 kilometre mesafedeki parçalanan ana su şebekesinin başında toplanan öfkeli vatandaşlar, kırılan boruları ellerine alarak, "Bunu yapanlar neden sıkıntımızın gidermek için çaba göstermiyorlar. Bizleri susuz bırakanlardan hesap sorulsun" dedi.
Ayrıca köylüler, hafriyat çalışması yapan ağır tonajlı kamyonların köy yolunu kullanmaları sebebiyle yoğun bir toz bulutunun oluştuğunu, bunun da insan sağlığına olduğu kadar ekili arazilere de zarar verdiğini sözlerine ekledi.
Kaynak : İKİ EYLÜL GAZETESİ - 31 Mayıs 2005 Salı
Ekleyen : engin, 23.04.2008
-------------------------------------------------------------------------
10 yıl geçmeden kendime yeni ayakkabı almam
- Siz çalışmaya devam ediyorsunuz hâlâ. Neden?
- C.A: Mecbur olduğum için yapıyorum. 150 kavga, gürültü, kaza geçirdim, tehlikeli filmleri 150 bin liraya çektiğim zaman arabeskçiler 20 milyon lira alıyorlardı film başına.
- Yoksa yapmaz mısınız?
- C.A: Yapmam! Artık ruhumu sakinleştirmek ihtiyacı duyuyorum.
- Hayalleriniz gerçekleşti mi, var mı yeni hayalleriniz?
- C.A: Son bir hayalim var: Köyüme gitmek, yaşlılığımı orada geçirmek. Kerpiç evimi, kırlangıçların yuva yaptığı ahırı, hep bunları düşünüyorum. Gençliğimdeki o hürriyet, o kaygısız, sorumsuz özgürlük...
- Neresi orası?
- C.A: Eskişehir. Karaçay Köyü.
- Birlikte ne yapmaktan hoşlanırsınız?
- C.A: Balık tutardık ailece. Betül oturur, yemleri takardı oltaya.
- B.C: Boğaz'da bizi herkes ezberlemişti.
- Cüneyt Arkın'ın beğenmediğiniz yanı yok mu hiç?
- B.C: Eskimeden asla yeni bir ayakkabı almaz kendine. Eski giysilerini atmaz, ondan gizli dağıtırım. Tutumludur.
- C.A: Betül'ün eli açıktır. "Çok harcama," derim. O da "Ya, bu yaştan sonra ne olacak," der. 10 yıl geçmeden ayakkabı almam. Niye alayım ki! Bir de köylüyüz ya, toprak, mal seviyoruz. Ne kazansam ev, arsa alıyorduk. İyi ki de almışız.
Kaynak: Sabah Gazetesi 19.01.2008 Sayfaya gitmek için tıklayınız
|
|
|
|
|
|
|
Toplam 169812 ziyaretçi (375747 klik) |
|
|
|
|
|
|
|