KIRIM Tatar Köyü: KARAÇAY
  Özel Gün Gelenekleri
 

 

RAMAZAN BAYRAMI ADETLERİ
 
Şeker bayramı olarak bilinen Ramazan kameri ayları Müslümanlarca en kutsal sayılan aydır. Çünkü bu ayda Kur’an-ı Kerim nazir olmaya başlamış ve her Müslümanın bu ayda oruç(oraza) tutması emredilmiştir. Ramazan kelimesi Allah’ın güzel isimlerinden olduğu ve günahları yok edici olduğu anlamına geldiği rivayet olmuştur. Müslümanlarca mübarek sayılan “ Kadir gecesi” de bu aydadır. Oruç açmaya “İftar”, yatsı namazından sonra ramazan boyunca kılınan 20 rekatlık namaza “Teravih” sabah namazından önce kalkıp oruç tutmak için yenen yemeğe “Sahur (temeş) denir. Eskiden beri Müslümanlar bu ayda ibadet ve inançlarını artırırlar. Ramazan ayında akrabalar bir birlerini iftara çağırırlar. Ramazan ayının 15. gecesine kadar, teravi namazından sonra gençler ve çocuklar gruplar halinde ev ev dolaşarak “Şeramazan” söylerler. Şeramazan söylemek Ramazan ayının doğduğunu haber eder ve müminleri dua yapmaya teşvik eder.
Şeramazan ayları tuvdu ferman
El koterıp duva etmek canga derman,
Ol Muhammet Mustapa’ga bızden selam,
Ya Muhammed, Medine’de, ya Şeramazan.
Şeramazan söyleyenlere akçe, yumurta, peşkir, mendıl, biday verilir. Ramazan ayının son haftalarında, iftardan sonra 10-15 genç toplanarak evleri dolaşır ve buna “Elvida(elveda) denir.
Besmelemen keldin bizge
Elvedayla ketesin.
Elveda, elveda, hepinize birden elveda
Ramazan ayında okunan ilahiler vardır. 15şine kadar marhaba 15 şinden sonra elveda ilahileri okunur. Ramazanın bitiminden üç gün önce “Kadir Gecesi” vardır. Namazlar kılınır, dualar okunur, Allaha yalvarılır. Ramazanın son günü “Arife(arpe)olur bugün baklavalar, tatlılar yapılır, sarmalar sarılır, kavurma (etli patates)yemeği yapılır, hamurdan “kıygaşa ve ulkum pişirilir. Haneden ölmüşler varsa mezarlıkta ziyaret edilir. Ramazan bayramı günü evde bulunan her fert kalkar. Erkekler bayram namazına giderler, bu arada evdekiler evi toplayıp düzene koyarlar. Camiden gelinince evin hanımı eşinin elini öper ve sıraya geçer. Çocuklar büyüklerin ellerini öperler. Dışarıya çıkıp ev, ev dolaşırlar. Verilen yemişleri büyük torbalara ya da “cavluk” dediğimiz büyük mendillerin içine koyarlar. Büyüklerin ellerini öpmek için ziyaret edilir.
 
KURBAN BAYRAMI ADETLERİ
 
Ramazan Bayramından sonra 2 ay 10gün sonra “Kurban bayramı kutlanır. Herkes bu bayramda dinin vecibelerini yerine getirmek için kurban keser. 7. Parça fakirlere dağıtır.
Kurban edilecek hayvan birkaç gün önceden hazırlanır. Kurbanlar arife günü ölüler için kesilir, bayram günü diriler için kesilir. Bayram günü kesilecek hayvanın gözü kime kesilecekse o tarafından bir havlu ya da tülbentle bağlanır. Kurban kesilecek kişi kurbanın duasını okur. Kasap bıçağı hayvana vurmadan önce hayvanın sahibinden üç kere helallık ister, sonra duasını okuyarak Allahu ekber diyerek kesilir. Ölüler için kesilen kurbanın hepsi dağıtılır. Diriler için kesilen kurbanın 7 parçası fakirlere dağıtılır. Sonra büyüklerin ellerini öpmeye gidilir. Gidilen yerde muhakkak kurban eti yedirilir.
 
HIDIRELLEZ(KIDIRLEZ)
 
      6Mayıs gününde uygulanan sayılı günlerden biridir. Hıdırellez halk arasında yaz mevsiminin başlangıcı anlamına gelir. Hızır kelimesi nin sözlük anlamı yeşillik, çayır, çimen, yeni yetişen fidan anlamına gelir. Bu sebeple hıdırellez yeşillik günü demektir.
Hıdırlez çok eskiden gelen bir gelenektir. Günümüzde de canlılığını koruyan bu gelenege göre bu günde Hızır Peygamber ile İlyas Peygamber buluşur, buluştukları yerlerde yeşillik oluşur, bu buluşma baharın başlangıcını oluşturduğundan bayram olarak ele alınmıştır.
Hıdırlezden bir gün önce Tatarlara has hamur olan KALAKAY pişirilir. Her Tatar halkının hıdırlez denince aklına gelen hamur işidir. Bunun haricinde diğer hamurlarda pişirilir. Akşam koca bir ateş yakılır ve herkes dileklerini tutarak üzerinden atlar, ve dileğinin kabul olması için dua okur. Hıdırlez günü kırlara çıkılır, bütün tatar halkı burada birlikte olmak için gelirler, hasret giderirler. Kalakay yuvarlarlar. Bunun anlamı kalakay yüz üstü düşerse o yıl bereket verimli olacak, ters düşerse o yıl bereket kıt olacak inancı vardır. Neşeli ve eğlenceli havada geçen bir bayramdır.
 
YAĞMUR DUASI VE GELENEĞİ
 
Kuraklık zamanlarında yağmur yağması için halkın topluca Tanrı’ya (Kuday’ga) yalvarmasıdır. Bu dua cami avlusunda, kırda, mezarlık yakınında, köy odasının yanında yapılır. Köy hocası veya başka din adamları çağırılır, Arapça olarak
Mevlaye salli ve sellim dahi men ebeda,
Alâ habibike hayril hakli küllihimi… hep bir ağızdan söylenir.
Hoca dua okurken herkes ellerini yukarı doğru açmaz tam tersine aşağıya doğru toprağa bakacak şekilde tutarlar. Bunun anlamı yağmurun yere yağmasını belirten dileklerini ifade etmiş olur. Duadan sonra köyün varlıklı ailelerinin katkısıyla yiyecek ve içecek alınarak pişirilir(genellikle kozu şorbası) sofra dualarıyla okunan yemeklerden bütün cemaatin yemesi sağlanır, bu bir birlikteliği gösterir.
 
NEVRUZ(NAVREZ)
 
Farsça nev ”yeni” ve ruz “gün” kelimelerin birleşmesinden oluşur. Yeni yıl demektir. Nevruz Mart ayının 21.gününe tesadüf eder, bu gün gece ile gündüz eşit olur.Türklerin bir rivayetine göre onlar Ergenokon dağlarından bu gün çıkmışlar.Onun için bu gün bayram yapılır.Yenilir,içilir,çalıp oynanır,bir çok eğlenceli oyunlar oynanır.
DOĞUMLA İLGİLİ ADETLER
Bir kadın evlendikten sonra anne olacağını duyunca bebek için hazırlık yapar. Hazırlanan giyecekler kızsa pembe, erkekse mavi renk seçilir. Çocuk için isim çok önemlidir, genellikle büyükbabaya veya büyükanneye isim hakkı düşer. Onlarda Kuran-ı Kerim’de geçen adlardan olmasına dikkat ederler. Doğan çocuklara bazende ölmüş yakınlarının adları koyulur. Bu çocuklara aileden hiç kimse yaramazlığını görse dahi kızmaz, çünkü koyulan isme saygı çok önemlidir. Kızarsan o isme saygısızlık olur. Eskiden doğum evlerde yapılıyordu, doğumu yaptıran kişiye “ebanay” denirdi ve çocuk hayatı boyunca ebanayı sayardı.
Bir kadın doğum yaptıktan sonra 40 gün evden çıkmaz.Loğusa olarak evde kaldığı zaman her akşam bebeğini yıkar,yıkarken sadece yumurta, zut ve ılıksuyla yıkanır,sabun veya şampuan kullanılmaz.Ömrü uzun,zengin ve şanslı olması için ilk yıkama suyuna altın,para,yün ve yumurta kabuğu eleğe (kalbura)konur ve çocuğun başına tutularak bir büyük yardımıyla,dau okunarak ılık su ile yıkanır.Anlamları şunlardır.Yumurta kabuğu mikroplara karşı dayanıklı olması için,altın ve para zengin, şanslı olması için,yün uzun ömrü,elek ise bütün kötülüklerden arınması dileğini arz eder.Kırk gün sonra loğusayı iki yaşlı kadın yıkarlar,buna “kırklama” denir.Yıkayanlara hediye verilir.Kırklama olduktan sonra anne bebeğini alarak büyükleri ziyaret eder. Varılan ev sahibi bebeğe iki pişmemiş yumurta verir ki nasipli olsun diye.
Kırkından sonra loğusa cıyını yapılır. Bu adet loksa toy bölümünde vardır.
 
ÖLÜMLE İLĞİLİ ADETLER
 
Ölen insanın önce gözlerli kapatılır, şayet kapanmıyorsa gurbette ki yakınını (çocuklarını, eşini,annesi ve babasını)göremeden gittiği varsayılır. cenazesi yıkanır,cenazesi yıkanırken yakınları birer tas su dökerler. Çenesi bağlanır, zemzem suyla yüzü, elleri ve ayakları silinir , başı kıbleye döndürülür,ayakları yan yana getirilerek kına sürülür,kefenlenir ve üzerine makas,bıçak,demir eşya konur.Bunun anlamı ölünün naaşının şişmemesidir cami avlusunda cenaze namazı kılınır ve mezarlıkta defnedilir. Mezarlığa erkekler gider, kadınlar sadece evden çıkasıya kadar beraber olurlar ve ölü gömülünceye kadar evin bahçe kapısında beklerler.
Ölümden sonra en önemli dikkat edilen gelenek yas tutmaktır. Yas birinin kaybıyla duyulan acı ve üzüntüyü ifade eder. Genellikle yas kırk gün tutulur.Evden dışarıya çıkılmaz, Hiçbir müzik dinlenmez, baş sağlığı dileyen yakınları gelirler.Yas tutma amacı ise,acı çeken kişiyi belirli bir süre yeni duruma alıştırma,acısını azaltma ve yavaş, yavaş bu üzüntüsünden çıkmasına yöneliktir.
Cenaze kaldırıldıktan sonra diğer bir gelenek “ölü yemeği”dir. Mezarlıktan gelenlere yemek, ulkum(lokma), elva(helva)pişirilerek yedirilir. Şerbet içilir. Üçünde ve yedisinde yemek verilir. Öldüğü günle beraber 7 gün kadınlar gece toplanarak “tebareke”sini yaparlar. Ölünün arkasından onun huzur içinde yatması, için dualar okuyarak Allah’a (Kuday’ga) yalvarırlar. 37. gün yakın akrabaları toplanarak dua okurlar, 40. gün mevlit okunarak herkese yemek verirler, ölen kişilerin yakınlarına gelenler tarafından acıları azalsın diye beyaz tülbent verilir, 52.gün yakın akrabalara tatar aşıda denen kaşık börek çorbası yapılarak yedirilir. 100. gün ve ölümünün senesinde eş, dost ve akrabalara yemek verilir, dualar ve mevlitler okunur. Ölünün mezarının etrafı en az bir yıl sonra çevrilerek başına taşı konur.
 
  Toplam 165460 ziyaretçi (368674 klik)  
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol